Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:“Cumhuriyetimizin yüzüncü yaşına ulaşmanın sevincini yaşadığımız bu tarihi günlerde sizlerle birlikte ekranları başında bizleri izleyen tüm vatandaşlarımın, yurt dışında yaşayan 7 milyonu aşkın kardeşimizin Cumhuriyet Bayramı’nı bir kez daha gönülden tebrik ediyorum.Geçit törenimiz, donanmamızın gücünü göstermesi yanında çok önemli stratejik mesajlar da içeriyordu. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında bazı gerçekleri tekrar hatırlattık. Vatanımızı canımız pahasına koruyacağımızı, istiklalimize sonuna kadar sahip çıkacağımızı, mabetlerimizin üzerine namahrem eli değdirmeyeceğimizi, her gün beş defa gök kubbeyi çınlatan ezanlarımızı susturmayacağımızı, rengini şehitlerimizin mübarek kanından alan ay yıldızlı al bayrağımızı indirtmeyeceğimizi, bağımsızlığımıza gölge düşmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha 85 milyon olarak tüm dünyaya ilan ettik. Bölgemizin içinden geçtiği muhataralı dönemde bu mesajlarımızın doğru bir şekilde okunacağına inanıyorum.Gazi’nin emanetine sahip çıkmak övgü yarışına girmekle olmazGazi’nin yaklaşık bid asır önce yaptığı şu ikaz son derece mühimdir, çevresindeki kimi şahısları Gazi Mustafa Kemal bakınız nasıl uyarıyor; “Beni övme sözlerini bırakınız, gelecek için neler yapacağız, onları söyleyin.” Evet, Cumhuriyet’i sahiplenmek, Gazi’nin emanetine sahip çıkmak övgü yarışına girmekle olmaz, ülkenin geleceğine ufuk çizmekle olur. Gazi’nin mirasını gerçek anlamda yaşatanlar millete efendilik taslayanlar değil, 85 milyonun tamamına hizmetkârlık yapanlardır. Biz işte bunu sağladık, bunu başardık. Türkiye’yi ayağına vurulan prangalarından biz kurtardık. Bizim dönemimize kadar Türkiye’nin en büyük sorunu, milletin kurduğu Cumhuriyet’i milletin değerleriyle, inancıyla, kültürüyle hesaplaşma aracı hâline dönüştüren istismarcılar olmuştur.Millî iradeyle barışmak istemeyen çevreler millete hakaret etmeye devam ediyorGardırop Atatürkçüleri, yıllarca bu ülkeyi ikinci sınıf demokrasiye, ikinci sınıf ekonomiye mahkûm ve mecbur etmişlerdir. Cumhuriyet’e ve kazanımlarına gardırop Atatürkçüleri kadar zarar veren başka kesim olmamıştır. Gazi’nin vefatından sonra milleti yıllarca inim inim inletenler, işte bunlardır. Milleti mümeyyiz görmeyip, yıllarca sandığı önünden kaçıranlar bunlardır. Rahmetli Menderes’ten merhum Özal’a kadar Türkiye sevdasıyla çalışanlara hayatı zindan edenler bunlardır. Güya Cumhuriyet’i koruma adına 1960’dan itibaren her 10 yılda bir millî iradeye kastedenler bunlardır. Anadolu insanını takunyalı, örümcek kafalı, makarnacı, yobaz, göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağılayanlar bunlardır. Kızlarımızı kılık kıyafetlerinden dolayı üniversite kapılarında ağlatanlar bunlardır. Kadınların sadece okuma hakkını değil kamuda çalışma ve seçilme hakkını da gasp edenler yine bunlardır. Cumhuriyet mitingleri adı altında darbe çığırtkanlığı yapanlar bunlardır. Sırf oy tercihleri sebebiyle depremzedelerimize hakaret edenler, yine bunlardır. Bu faşist zihniyetin mensuplarıdır. Milletle ve millî iradeyle barışmak istemeyen bu çevreler, bugün de farklı yöntemlerle içlerindeki nefreti kusmaya devam ediyor. Biz bunların kim olduklarını ve hangi habis niyetlerle hareket ettiklerini gayet iyi biliyoruz. Cumhuriyet kutlamalarına bile nefret söylemi bulaştıran bu güruha asla boyun eğmeyeceğiz, hiçbir zaman prim vermeyeceğiz.“GAZZELİ MAZLUM VE MASUMLARIN HAKKINI HER PLATFORMDA SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ”Cumhuriyetimizin 100. yaşını Gazze’de ve Filistin’de kardeşlerimizin katliama uğradığı hüzünlü bir dönemde karşıladık. 7 Ekim’den bu yana Gazzeli kardeşlerimiz çok büyük bir zulme ve vahşete maruz bırakılıyor. Avrupa ve Amerika’nın koşulsuz desteğini arkasına alan İsrail yönetimi tam 25 gündür tüm dünyanın gözleri önünde insanlık suçu işliyor. El-Ehli Hastanesinden sonra dün de Gazzeli kardeşlerimize hediyemiz olan Dostluk Hastanesi İsrail güçleri tarafından hedef alındı. Kanser hastalarını tedavi eden bu kritik sağlık kuruluşu İsrail barbarlığının en son kurbanı oldu. Kanser hastaları ilaca erişim imkânlarını yitirdi. Oysa savaşta bile hastanelere dokunulmaz, hasta taşıyan ambulanslar vurulmaz, bir ülkenin ve şehri sağlık alt yapısı çökertilmez. Örgütler ile devletler arasındaki en büyük fark işte budur. Devletler savaş hukukuna uymakla mükelleftir.Sadece bu saldırı bile tek başına İsrail’in hiçbir hak, hukuk ve insani değer tanımadığını ispata yeterlidir. İsrail’in doğrudan sivillere yönelik saldırıları sonucunda bugüne kadar çoğu bebek, çocuk ve kadın olmak üzere 8500 Filistinli şehit edildi. 21 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralandı. Birleşmiş Milletler’e göre binden fazla cenaze hâlen yıkıntıların altında. Yerlerinden edilenlerin sayısı 1 milyonu aştı. Gazze’deki binaların çok önemli bir kısmı yıkıldı veya tahrip oldu. Elektriği, suyu, yakıtı, gıdası üç hafta önce kesilen Gazzeliler bir taraftan açlıkla, diğer taraftan da ağır bombardımanla adeta kıyıma uğruyor. Demokrasi ve insan haklarının beşiği olması iddiasında ki ülkeler ise ne yazık ki bu kıyıma aleni destek veriyor. Türkiye olarak ilk günden bu yana sergilediğimiz insani, adaletli ve onurlu tavrı bugün de sürdürüyoruz. Sivillere yönelik eylemleri kabul etmediğimizin altını her fırsatta çiziyoruz. Daha fazla kan dökerek, daha fazla çocuk öldürerek, daha fazla hastane, okul, cami, kilise, pazaryeri vurarak Gazze’ye daha fazla bomba yağdırarak güvenliğinin sağlanamayacağını ifade ediyoruz.Devlet aklını tamamen yitirdiği görülen ve örgüt gibi davranan İsrail’in bir an önce durdurulması gerektiğine inanıyoruz. Gazze’de işlenen savaş suçlarının faillerinin hukuk önünde hesap vermesi için görüşmelerimiz devam ediyor. Gazzeli mazlum ve masumların hakkını her platformda sonuna kadar savunacağız. Çatışmaların daha fazla büyümeden sona erdirilmesine dair politika önerilerimizi partimizin grup toplantısında paylaştık. 28 Ekim tarihinde Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirdiğimiz Büyük Filistin Mitingi’yle de Gazzeli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. 1,5 milyondan fazla insanımızın iştirak ettiği mitingimiz başta İsrail olmak üzere dünyanın birçok yerinde çok yakından takip edildi. Mazlum ve mağdurların hamisi olan ülkemiz bu konudaki hassasiyetini hem de güçlü biçimde ortaya koydu.“GAZZE KATLİAMININ ÖNÜNE GEÇİLMESİ, EN ÖNCELİKLİ MESELEMİZDİR”Pazar günü Londra’dan Paris’e, New York’tan Berlin’e, Pakistan’dan Lübnan’a kadar dünyanın farklı köşelerinde ahlak, vicdan ve hassasiyet sahibi insanlar Gazzeli mazlumlar için sokaklara döküldü. İsrail’le dayanışma adına sadece gösterileri değil, Filistin bayrağını bile yasaklayan Batılı ülkelerden yükselen bu tepkileri çok kıymetli buluyoruz. İstanbul’daki mitinge iştirak ederek gazze için kıyama kalkan siyasi parti genel başkanlarına, sanatçılara, yabancı misafirlerimize ve 1,5 milyonu aşkın yürekli insana buradan tekrar teşekkür ediyorum.25. gününü geride bırakan bu katliamın önüne geçilmesi en öncelikli meselemizdir. Bunun için evvel emirde ateşkesin sağlanması, ardından da kalıcı barışa giden yolun açılması gerekiyor. İlgili tüm tarafların, iştirakleriyle düzenlenecek Filistin-İsrail Uluslararası Barış Konferansı’nın bunun için en uygun platform olacağı kanaatindeyiz. Bölgedeki aktörlerin iş birliğinde yeni bir güvenlik mekanizmasının tesis edilmesini gerekli görüyoruz. Böyle bir adım atılması hâlinde Türkiye olarak sorumluluk almaya hazırız. Bizim amacımız, bölgemizi içine sürüklendiği bu anafordan çıkarmaktır. Özellikle savaşı diplomatik yollarla sona erdirmek için çalışırken, Gazzeli kardeşlerimize de tüm imkânlarımızla sahip çıkmaya devam ediyoruz.“TÜRKİYE DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİNİN YANINDADIR”Mısır makamlarıyla koordinasyon içinde bugüne kadar 10 uçak dolası yardım malzemesini El Ariş Havalimanına sevk ettik. Aralarında doktorların, sağlıkçıların, AFAD, Kızılay, basın mensuplarının da olduğu 54 görevlimizin bölgeye intikalini sağladık. Ülkemizin gönderdiği ve bir kısmı Gazzeli kardeşlerimize ulaşan yardım malzemelerinin toplamı 213 tonu buldu. Daha fazla insani yardım tırının Refah Kapısı’ndan Gazze’ye girişine izin verildikçe biz de yardımlarımızı artıracağız. Refah Kapısı’nın açık tutulması hususunda uluslararası toplumun İsrail yönetimine baskı yapması önemlidir. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Filistinli kardeşlerinin yanındadır. Bunun gereğini de şeksiz, şüphesiz bir şekilde yapmaktadır. Ancak başta Avrupa ülkeler olmak üzere batı dünyası Gazze’deki insanlık sınavında bir kez daha sınıfta kalmıştır.Bakınız tam 25 gündür çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, hastaneler bombalanıyor. Tam 25 gündün 360 kilometrekarede 2,3 milyon mazlum hayatta kalma mücadelesi veriyor. Tam 25 gündür Gazze’de insanlığa ait ne kadar haslet varsa hepsi tek tek yok ediliyor. Ama Avrupa Birliği bırakın İsrail’i kınamayı, çıkıp ateşkes çağrısı bile yapamıyor. Uluslararası basın kuruluşları 34’ten fazla meslektaşları Gazze’de katledildiği hâlde eleştirel tek cümle dahi kuramıyor. Bunu yapmadıkları gibi hepsi bir ağızdan İsrail mezalimine kılıf uydurmaya çalışıyorlar. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Gazze’deki Birleşmiş Milletler kuruluşlarının ve personelinin hedef alınmasını sadece seyrediyor. İnsan hakları kuruluşları 25 gündür işlenen insanlık suçları karşısında hiçbir tepki göstermiyor. Hâsılı, mesele Türkiye ve İslam dünyası olunca, ortalığı ayağa kaldıranlar İsrail’in savaş suçları karşısında ortalıkta görünmemeyi tercih ediyor.Çok ve net söylüyorum; bugün binlerce Gazzeli çocuğun ölümüne seyirci kalanların yarın herhangi bir konuda söyleyecekleri hiçbir sözün kıymeti harbiyesi olmaz. Aslolan, zor o zamanda konuşmaktır, hakikatleri bugün dile getirmektir, hakkı bugün haykırmaktır. İsrail’in katliamlarına ses çıkarmayan tatlısu hak savunucularından insanlığa da, dünyaya da hiçbir hayır gelmez; biz buna inanıyor, buna göre hareket ediyoruz. İnşallah bundan sonra da dik ve kararlı duruşumuzu muhafaza edeceğiz.
GÜNDEM
Yayınlanma: 01 Kasım 2023 - 07:49
Güncelleme: 01 Kasım 2023 - 08:12
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail 25 Gündür Çocukları Öldürüyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Türkiye, dün olduğu gibi bugün de Filistinli kardeşlerinin yanındadır. Tam 25 gündür çocukları, kadınları öldüren İsrail Uluslararası hukuk önünde hesap vermeli" dedi.
GÜNDEM
01 Kasım 2023 - 07:49
Güncelleme: 01 Kasım 2023 - 08:12